Müzik Çalar

22 Mart 2014 Cumartesi

"Ve bu kitap benim vücudum, Ve bu söz benim ruhum."(-Acılar Kitabı) -Gün Olur Asra Bedel

Uzun bir aradan sonra, YGS belasının geçmesi ile tekrar yazmaya başlıyorum. Blog'un pek takipçisi yok zaten ama olsun...

Bu kitabı okuyalı uzun süre olmuştu aslında. Ama dersler yüzünde yazma fırsatı pek olmuyordu. O yüzden sıcağı sıcağına bir yazı olmayacak bu. İdare ediverin yinede^^

Cengiz amcamız bozkırları konu almış. 1950'li yılların Stalin faaliyetlerini konu almış. Ama özellikle benim en çok ilgimi çeken Orta Asya bozkırlarında yaşayan Türklerin geleneklerini; geleneklerini unutmuş insanlarla geleneklerini korumaya çalışan insanların çatışmasını konu almış...

Konumuz ağırlıklı olarak Kazakistanda Sarı-Özek bozkırında geçiyor. Bir gün Yedigey adında, tren istasyonunda çalışan yaşlı bir amcanın çok yakın bir dostu ölüyor. Ölen kişi vasiyet olarak Ana-Beyit mezarlığı adında bir mezarlığa gömülmeyi istemiş. Yedigey her şeyi geleneğine usulüne uygun olarak yapmaya çalışan, böyle işlere aşırı değer veren bir kişi. Kitapta burada başlıyor aslında. Cenazeyi mezara götürürken Yedigeyin kafasından gençliğinden beri kalmış bir sürü anılar geçiyor. Kitabın ana konuları, verilmek istenen mesajlar hep burada. Yedigeyin Kazangap(ölen dostu) olan anıları, yaşadıkları zorluklar, birbirlerine olan olağan üstü bağlılıkları...
Kazangap'ın vefasız oğlunun(Sabitcan) vurdum duymaz davranışları var bir de. Yedigey ve diğer büyükler olmasa babasının cesedini sağa sola herhangi bir yere gömüp kaçacak şerefsiz. Geleneklerini tamamen unutmuş, sözde "modern" bir insan ama insanlığımdan utandım yeminle o adamı tanıdıkça... Bir yandan bunlar anlatılırken, bir yandan farklı bir konu olarak uzayda Orman-Göğsü-Gezegeni adında bir gezegende farklı çok zeki ama barış yanlısı canlılar bulunuyor. Amerika ve Rusyanın ortak olarak yürüttüğü bu çalışmada da Aytmatov zekice eleştirilerini yapıyor. (Eleştirilerin ne hakkında olduğunu kitabı okuyanların görmesini istiyorum.) Ama bu ilginç konuya karşın kitabımız yinede bilim-kurgu sayılmayacak şekilde yazılmış. Hatta ne yalan söyliyim bana gerçekçi bile geldi. "Neden olmasın ki?" dedim yani, zaten dünya dışı canlılara inanan biri olarak.
Özellikle "Mankurt" efsaneleri ve "Dönenbay" kuşu efsanesini okuyunca eminim ki sizlerinde gözleri dolacak. Yemin ediyorum ağlayacaktım az daha...

Kitabın üzerinden çok uzun zaman geçtiği için şimdilik yazabileceklerim bunlar. Birde altını çizdiğim bir kaç alıntı var.
"...Eskiden insanları kafaları ile değerlendirir ve kafalarına bakarlardı. Şimdi ise kıçlarına değer veriyorlar..."
"Yiğitlik kaçmakta değildir. Eğer yiğit isen, burada kalıp üstesinden gelmelisin o meselenin. Herkes gidebilir, herkes kaçabilir ama, herkes kendine hakim olamaz, herkes kendine karşı zafer kazanamaz."
"Bu yerlerde trenler doğudan batıya,batıdan doğuya gider gelir... gider gelirdi...

 Bu yerlerde demiryolunun her iki yanında ıssız, engin, sarı kumlu özeği Sarı Özek uzar giderdi.

 Coğrafyada uzaklıklar nasıl Greenwich meridyeninden başlıyorsa, bu yerlerde de mesafeler demiryoluna göre hesaplanırdı.

 Trenler ise doğudan batıya, batıdan doğuya gider gelir... gider gelirdi..."

1 yorum:

  1. Cengiz Aytmatov'un benim için yeri ayrıdır.Hele gün olur asra bedel yahut gün uzar yüzyıl olur adlı bu kitabı, gerek karakterleri Kazangap, Yedigey, gerek Nayman ana efsanesi , gerek her aklıma geldiğinde trenlerin bir gölge gibi varolduğu o Sarıözek Bozkırı hele de bilimkurgu öykülerine taş çıkarırcasına büyük bir ustalıkla kaleme alınmış maviormangöğüslüler başta olmak üzere yıllardır hatırımdan çıkmaz.

    Cengiz Aytmatov'u seviyorsanız size kendisinin yastıkaltı kitabı olan 'uluğ beyin hazinesi' adlı Adil Yakubov'a ait kitabını da öneririm.Güzel bir yazarın en güzel yapıtının güzel bir tanıtımı olmuş elinize sağlık:)

    YanıtlaSil