Müzik Çalar

18 Kasım 2013 Pazartesi

Harry Potter ve Sırlar Odası

Ne demem gerekiyor bilmiyorum açıkçası, Yüzüklerin Efendisi serisinden sonra okuduğum en iyi fantastik kitaplar olacak sanırım H.P. serisi. İlk kitaba göre hüznü biraz azdı ama aynı oranda hareketlilikler, gizem ve güldürü unsuru da bir o kadar artmış. Ayrıca yazım tarzı olarak ilk kitaba göre baya bir seviye atlamış Rowling. Özellikle pek çok hareketli bölümde, bildiğiniz hissettim yani olayı. Ayrıca olaylar kızışmaya başladığında kendimi Sherlock Holmes gibi hissettim. Sürekli çözülmesi gereken olaylar karşısında ve bundan oldukça da zevk aldım açıkçası. Kitabın sonlarında da gerçekten çok fena şaşırdım. Kesinlikle beklemediğim şekilde bitti ve hayran kaldım.

Fazla uzatmadan konuyu anlatayım. Birinci sınıfı bitirdikten sonra Dursleyler ile uzun ve curcunalı bir yazı geçiren Harry'nin, Hogwarstaki yeni yıl dönemi başlar ama tabi baş belası Dursleylerden kurtulup, Hogwarts'a kaçmak için çok çeker. Ayrıca Hogwarts'a gitmeden önce, Dobby adında bir ev cini, Harry'e okula geri dönmemesi için çok yalvarır, Harry'e, ona bir tuzak kurulduğunu söyler. Ama Harry'i durdurabilene aşk olsun.
Okula giderken tren istasyonunda ki, içinden geçmeleri gereken duvardan belirli nedenlerden ötürü geçemezler(Ron ve Harry). Bu yüzden Ron'un Muggle hayranı babasının özel olarak yaptığı uça bir araba ile treni havadan takip ederek okula varırlar. Tabi sonucuna da katlanmak zorunda kalırlar. Tüm okul bu ikiliyi konuşur, Harry'nin ünlülük durumu daha da katlanır. Ama tabi ki Harry ve Ron bu yüzden ceza aldıkları için, bu ünden sene boyunca nefret ederler. Bu arada Ron'un küçük kız kardeşi Ginny'de okula başlamıştır ve çok büyük bir Harry Potter hayranıdır-bir o kadarda utangaç...
Bir gün, okulda çok gizemli bir şekilde, hademe Filch'in kedisi, Mrs Norris taşlaşmış bir şekilde, eski kızlar tuvaletinin önünde bulunur. Ortalık karışır, okulda olağan üstü hal ilan edilir. Bunu yapanın Harry olduğuna dair dedikodular çıkar ve herkes Harry'den korkmaya, onu görünce yolunu değiştirmeye başlar. Ayrıca bu taşlaşma olaylarına başka öğrenciler ve hatta bir hayalet de yakalanır. Harry, Ron ve Hermione araştırmaları sonucunda, bunu yapanın 50 yıl öncede ortaya çıkan bir canavar olduğunu ve canavarı serbest bırakan kişininde, safkan olmayan büyücülere-cadılara düşman biri olduğunu düşünürler. Olayların peşini bırakmaz, sonuna kadar devam ederler ve tabi ki başlarına gelmedik iş kalmaz...
Kitabın sonunda oldukça şaşıracağınıza bahse girerim:) Çoğu kişi okumuştur ama yinede okumayanlara söyleyeyim: Kesinlikle okumanız gereken bir seri. İçinde gizem, güldürü, hüzün ve aksiyon, tüm doyurucu şekilleriyle var...

"Bize aslında kim olduğumuzu gösteren şey, yeteneklerimizden çok seçimlerimizdir, Harry."-Albus Dumbledore

"Harry:Sizce gidip Hagrid'e sormalı mıyız?
Ron:İşte bu, şenlikli bir ziyaret olurdu. Merhaba Hagrid, söylesene, son zamanlarda şatoya çılgın ve kıllı bir şey saldın mı?"

"Ancak Harry'nin, Ronların evindeki hayata ilişkin olarak en sıra dışı bulduğu şey konuşan ayna ya da şıngırdayan gulyabani değildi: Oradaki herkesin onu seviyor görünmesiydi."

Bugünlük bu kadar:) Şimdilik hoşça kalın, kendinize iyi davranın:)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder