Müzik Çalar

13 Ekim 2013 Pazar

Ne isteyeceğinizi kontrol edemezsiniz... "Empati"

"Olasılıksız"ı okuduktan sonra neymiş bu Adam Fawer deyip bir de "Empati"yi okuyayım dedim. Kitabı aldım elime baktım arkasına bir şöyle, arka kapaktaki yazıdan tam bir meydan okuma gördüm okuyucuya karşı.
  Efenim şimdi yine kitabın arka kapağında ki, meydan okuyucuyu bulduğum yazıyı buraya da yazayım.

"Yaşamınızın kontrolü sizin elinizde değil! Öyle olduğunu düşünebilirsiniz ama yanılıyorsunuz. Elbette ki kendi kararlarınızı vermekte özgürsünüz. Bu kitabı kapatabilirsiniz. O sandalyede oturmaya devam edebilirsiniz. Ya da gözlerinizi oymak gibi çılgınca şeyler yapabilirsiniz. Ne isterseniz yapabilirsiniz. Ama sorun şurada: Ne isteyeceğinizi kontrol edemezsiniz. Her davranışınızı önceden belirleyen arzularınız ruhunuzun o kadar derinlerine işlemiştir ki, onlara dikkat bile etmezsiniz. Ve bu da sizi mükemmel bir köle yapar. Bu nedenle, hayatınızı yaşamaya devam edin. Ne isterseniz yapın. Sadece 'isteklerinizin' tümüyle sizin kontrolünüzde olmadığı gerçeği üzerine kafanızı çok fazla yormaya çalışın."


Hadiii, yaşamımın kontrolü bende değil ne demek şimdi. Ne isteyeceğimi kontrol edemezmişim... Hadi ordan dedim kendi kendime, ama kitabı okuyunca "anaaaa, harbiden olabilir haa" demekten alıkoyamadım kendimi.
Kitap farklı hayatlardan parçalar ala ala bölümler olarak ilerlemekte ve bu yüzden başta gerçekten karışık geliyor insana. Ama ortalarına ve sonuna doğru tüm parçalar oturmaya başlayınca kendimi dedektif gibi hissetmedim değil gerçekten. 
Ben şahsen kitaptaki çoğu şeyin doğruluğuna inandım gibi bir şey. Çünkü "Adam"ımız kitabı yazarken o kadar bilimsel ve felsefi bir hava yaratmış ki, bir yargıyı okuduğum zaman "aha işte bu da kanıtı" deyip inanasım geliyor gerçekten. 

Kitabın genel konusunu anlatayım:
Olaylar genel olarak "Empat" adı verilen başkalarının duygularını algılayabilen ve hatta onları kontrol edebilen çocukların etrafında geçmekte. Lazslo adında ki bir "empat" öğretmen zamanında Darian denen bir kadın tarafından benim "empat avcıları" dediğim bir organizasyon tarafından kötü işlere alet ediliyor. Bu organizasyon çocuk empatları bulup, kendi emellerine göre yetiştirip onları kullanmak isteyen bir çakal topluluğu tabi. Ama Lazslomuz bunu bilmiyor. Aynı zamanda Darian denen güzel alımlı bayanla bir etkileşimleri oluyor. 
Kitaptaki ana 'çocuk empatlar' Elijah ve Winter adında iki çocuk. Bu ikiside özel okulda üstün yetenekli öğrenciler toplanıyor bahanesi ile organizasyonun deney binalarına götürülüyor ve uzun bir süre çocukları hem eğitip hem de beyinlerini yıkamaya çalışıyorlar. 
İşler düzgün giderken planda olmayan olaylar oluyor ve tüm olayın seyri değişiyor. Bazı olaylar oluyor, yıllar geçiyor intikam havaları koklanıyor. Başlarda organizasyon ve empat çocukların kavgasını anlatırken sonra beklenmedik olaylar gelişiyor.. Daha fazla şey söylemek istemiyorum, çünkü kitabın konusu çok geniş ve konu olarak anlatmak istediğim şeyler kitabın kritik bilgileri olabilir, bu bilgilerde çoğu okuyucunun hoşuna gitmeyebilir:)

Hoşuma giden bir iki alıntıyı da yapmak istiyorum:)
"... -Senin elektromanyetik alanın o kadar güçlü ki, zihninin dışına biyoelektromanyetik radyasyon yayıyor. Bu da diğer insanların elektromanyetik alanlarında zincirleme tepkime yaratarak senin duygularının onlarınkilerin yerini almasını sağlıyor. Ve elbette iradelerininde.
-İradeleri mi?
-Görmüyor musun? İrade arzular tarafından kontrol edilir ve arzu da senin tarafından..."

"..Ama siz inanlar... Siz daha büyük bir iki yüzlülük yapıyorsunuz. O'nun öğretilerinden hangilerini izleyeceğinizi açık büfeden meze seçer gibi alıp, 'nabza göre din' uyguluyorsunuz. Ve tüm o şeyle yaşarken de, kendinizi Tanrının bağışlayıcı olduğuna, O'nun emirlerine karşı gelmiş olmanıza gerçekten aldırmayacağına ikna ediyorsunuz. Üstelik Tanrının öfkesine ve en küçük bir pervasızlığın intikamı alacağına dair İncil'de o kadar çok kanıt varken."

"..Madem Tanrı hepimizin iyi birer kız ve oğlan çocuğu olmamızı istiyordu, neden bizleri kanunlarından birine her karşı gelişimizde o kadar büyük zevk duyacak şekilde programladı?.."

Bu yazımdan şimdilik bu kadar:) Çok fazla ayrıntı vermeden ve sıkmadan yazmaya çalıştım. Kendinize iyi davranın :)



3 yorum:

  1. Burak ellerine sağlık. Çok iyi bir analiz. Ama şunları da eklemek istiyorum: Kitabı bir solukta okumuştum. Başı gerçekten oldukça sıkıcı fakat devam edince bırakamıyorsunuz. Sonunda ise sizi bir sürpriz bekliyor. Olasılıksız'ı okumadan okumamanızı tavsiye ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler, evet başlarda biraz sıkıcı çünkü kimin ne olduğunu belli olmuyor başlarda ama dediğin gibi ortalara ve sonlara doğru filmde gibi hissediyor insan kendini.

      Sil